Şu sıralar günlerin hatta haftaların bile nasıl geçtiğini anlamaz oldum. Bu Mart bitmez mi ya derken Nisan ayından tam 18 gün yemişiz iyi mi?
Biliyorum postların sayısı bu aralar biraz azaldı çünkü ben leylekleri havada görmüş misali iki kere İstanbul yaptım geldim.
İlki çok sevdiğim arkadaşımın düğünü için idi. Melek olduğundan ciddi ciddi şüphelendiğim tatlı arkadaşım Zeynep'i evlendirdik. Düğünle ilgili aslında paylaşmak istediğim çok şey var anca onların özeli duyduğum saygından dolayı ne yazık ki bunları kendime saklıyorum. (Bunu paylaşmadan edemeyeceğim, bi ara sahnede Bengü'yü gördüm, popçu olan :) ) Bir de paylaşmam gereken tam evet dedikleri anda bizim kapalı olan salon kapısına koşuyor olmamızdı :) O gün berbat bir köprü trafiği nedeniyle 20:45 itibariyle ancak salona giriş yapabildik. Neyseki düğün çok güzeldi , büyük keyif aldık. Sonrasında da düğün kıyafetiyle Bursa yolları :) Dönüşte yine köprü trafiği ve eve varış 04:00 suları :) yorgundum ama mutluydu kafamı yastığa gömerken :)
İkinci İstanbul çıkartmam kimsenin haberi olmadan 1 gece yatış ile ailemle gerçekleşti. 3 kuşak bayan abijime baskına gittik ve yarım günde evini pırıl pırıl yapıp günün diğer kalanında da ufak bir kaç işi halledip döndük. Fırtına gibiydi... Nitekim arkamızdan İstanbul ve Marmara'da fırtına koptu zaten :) Hızımıza dünyanın dönüşü bil yetişemedi yani bilemiyorum :)
Ve sonrasında evdeyim işte... Uslu durursanız yarın oturma odasının resmini paylaşacağım sizlerle... Anneanneciğim süper yastık kılıfları dikti ve odanın havası birden değişti. Geçen hafta İkea'dan aldığımız kumaşlardan süper yastıklarım oldu köşe koltuğumun üstüne... Gelip görmeniz lazım ismi lazım değiller :))))
Şöyle bir yerde kafa dinlemek istiyorum şimdi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder