31 Ekim 2012 Çarşamba

Özlem'ce'nin Çekilişini Kazandım Ben!!!

Duyanlar duymayanlara anlatsın :) Bayramdan önce sonuçlanan Özlem'ce'nin çekilişini kim mi kazandı???

Tabi ki Beeeen!!! :) İnanmıyorsanız buyrun bakın. Bayramdan sonra hemen salı günü paketimi kargoya verdi Özlemcim ve az önce elime ulaştı... Sıcak sıcak parçaladım hemen hediye paketini ve ulaştım film ve kitaplara...



Çekilişe katılırken de söylemiştim aslında, Son Durak 2 ve Yolculuk Nereye Hemşerim bende zaten vardı ancak diğer hediyeleri gözüme kestirdiğim için katılmak istemişim. Şans benden yanaymış ve şimdi ellerimde duruyorlar...


Özlem'e tekrar teşekkürler...

Sufle - Aslı E. Perker

Bu kitabı aslında görümceme hediye olarak almıştık ama o okuduktan sonra ben sulandım kitaba :) Her ne kadar görümcem 1,5 gün gibi kısa bir sürede kitabı bitirmiş olsa da benim kaplumbağa hızımla ancak 1 ay gibi bir sürede bitti... Ben sürekli kitap okuyamıyorum, araya zaman girdi mi aklımdan çıkıp gidiyor kitap bu yüzden benimki biraz uzun sürdü. Kitabı elinize alırsanız sizi sarım sarmalayacak bundan hiç şüpheniz olmasın...

Daha önce yazarın başka kitabını okumamıştım ve hiç bir fikrim yoktu. Başlamadan önce herhangi bir araştırma da yapmadım nasıldır diye. Sadece aldım elime ve okumaya başladım. Pişman oldum mu? Hayır...


Sufle, üç farklı kişinin hikayesini anlatıyor aslında...

Yıllar önce Filipinlerden Amerika'ya gelen ve aniden kocasının hastalanması ile değişen hayatını aynı zamanda da geçmişini sorgulayan Lilia...

Hayatını yemek yapmaya adayan ancak bir gün aniden hayatını kaybeden Clara'nın ardından yas tutmak adına yemek yapmaya başlayan Marc...

Düzenli ve keyifli bir hayatı varken annesinin yatalak olması ile birlikte hayatı alt üst olan ve hala mutfakta yemek yaparak hayata tutunmaya çalışan Ferda...

Kitabı okudukça bu üç insanın hayatlarına dokunuyorsunuz, onların yaşadıklarını içinizde hissedebiliyorsunuz. Okurken hiç sıkılmadım ve tavsiye edebileceğim kitaplar arasındaki yerini aldı...

Kitapta üç farklı kişi olduğundan üç farklı son bekliyor bizi... Ben bunlardan sadece bir tanesini beğendim. Diğer ikisi biraz havada kaldı gibi geldi bana, belki daha farklı bekliyordum ondan da olabilir...

Kitap yazısı yazmayı pek beceremiyor olabilirim ama kitabın arkasındaki yazıları kopyala-yapıştır yapmak yerine kendi fikirlerimi paylaşmak istedim. Kitap eleştirmeni olmadığım için çok edebi olmamış olabilir, idare edin canım :)

Yazarın Kişisel Sayfası da var... Buradan baktığım kadarıyla Sufle'den başka iki kitabı daha mevcut. Amerika'da yaşıyormuş... 

30 Ekim 2012 Salı

Kırtasiyeleşemeyen Deniz...

Böyle bir yazıyı yazıp yazmamak konusunda çok düşündüm aslında. İlk başlarda "insanlık hali olabilir böyle durumlar" diye düşünürken sonrasında "Ortada bana yapılan bir haksızlık var ve ben bunu blogumu okuyan herkesle paylaşmak istiyorum." dedim. Şimdi anlatacaklarıma belki eklemek isteyecekleriniz ya da eleştiri yapacağınız noktalar olabilir. Bu tip olaylarla karşılaşan blogger arkadaşlar var. Onlar bu durumda ne yapmış, bunu paylaşabilirler. Belki benim hatamın olduğu taraflar da vardır ve bunu siz okuyunca görebilirsiniz diyerekten yazıyorum...

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki katıldığım etkinliği düzenleyen Colored Books adlı blogger arkadaşla hiç bir alıp veremediğim yoktur. Zira bu konuda onun en ufak bir suçu da yoktur. Etkinliği düzenleyen blogger olduğu için adı geçiyor sadece. İkinci belirtmek istediğim nokta da herhangi bir blogger ı karalamaya çalışmak gibi bir amacım da yok. Sadece benim başıma gelen olay belki bir gün aynı kişi tarafından sizin başınıza da gelebilir diye düşündüğüm için hem olayı paylaşmak hem de kendisini deşifre etmek istedim. Yorum ve takdir size kalmış... Ben içinde bulunduğum durumdan dolayı üzüldüm ve kırıldım, bunu da blogumda paylaşmak en doğal hakkımdır...

Herhangi bir haksızlığa meydan vermemek için tarihleri ile birlikte bahsedeceğim...

3 Eylül 2012 günü sevgili Colored Books bir Kırtasiyeleşme Etkinliği düzenledi. Buradan bakabilirsiniz. Ben de bu etkinliğe katılmak için yorum bıraktım ve 11 Eylül Salı günü eşleşmeler yapıldı. Ben Seda... ile eşleşmiştim ve kendisine eşleştiğimizi haber vermek adına aynı gün mail attım. Cevap ancak 24 Eylül'de geldi. Belki hatırlarsınız daha önce bilekliklere olan sevgimi belirttiğimde kendisi kendi yaptığı bilekliklerden bana gönderebileceğini söylemişti. Ben de sevindim ve bunu kabul ettim. O zaman gönderdiği için bir sorun yaşamamıştık ve adresimi verince paketimi bana ulaştırmıştı. İçinden geldiği için göndermişti hatta hazırda olan bilekliklerini ben cevap atana kadar çoktan başkasına hediye etmiş olmasına rağmen yine de bi paket hazırlayıp gönderdiği için memnun olmuştum. Teşekkür etmek amacıyla kendisine ben de ufak tefek kendimce bir paket hazırlayıp gönderdim ancak adresi açık yazılmamıştı ve PTT Kargo çalışanından azar yemiştim "Bu paket gitmez" diye. Neyseki o paket ulaştı Seda'ya. Yukarıda kısaca anlattığım sorundan dolayı adresini daha ayrıntılı göndermesi için yeniden bir mail attım aynı gün. Hatta 25 Eylül'de bir daha, 4 Ekim'de bir daha... Cevap 10 Ekim'de geldi. (Buraya dikkat eşleşmeler belli olalı 1 ay oldu.) Attığı mailde sabah 10 dan akşam 10 a kadar yoğun tempoda dersler yüzünden çalıştığını ve pakete neler konulması gerektiğini hatırlamadığı için benden etkinlikte belirtilen şartları göndermemi istedi. Artık bu noktada kendisine kızmaya başladığım için ve de şehir dışında olduğum için telefonumdan cevap attım ve şartları bilmediğimi belirttim. Bana cevap atana kadar etkinlik sayfasından da bakabilir diye düşünmüştüm o zaman.

Sonrasında ise benim daha eşleşmeler belli olduktan 3-4 gün sonra hazır olan ve beklettiğim paketimi göndermekte karar kıldım ve gönderdim. Takip numarasından kontrol ettiğimde paketimin ertesi gün ulaştığını gördüm. Fakat teşekkür edildim mi? Hayır... Geri dönüş yapıldı mı? Hayır...

19 Ekim tarihinde artık içimdekileri daha fazla tutamadım ve ne hissediyorsam anlattım ve mail attım. Cevap geldi mi? HAYIR!!!

Sadece 20 Ekim'de blogunda iki satır yazıp teşekkür etti cümle alemin önünde. Ama kendi yaptığı ilgisizlikten bahsetti mi? HAYIR...

İşte benim başıma gelen tatsız olay bu... İlk başlarda iyi niyetli yaklaşmaya çalıştım ancak sonrasında bu iyi niyetin suistimal edildiğini hissettim. En nefret ettiğim şeylerden biridir saf yerine konmak... Aynı durumda ben olsam (derslerim çok yoğun olabilir, evimde internet olmayabilir...) haftasonu bir internet kafeye gider, haber verir, elimden geleni yapardım. Sonuçta günlerden beri haber bekleyen, sözünü yerine getirip paketi yollayan karşı tarafa biraz ayıp olmuyor mu???

Bilin istedim...

29 Ekim!!!

Dün hiç yazı yazmadım diye bana gücenmeyin emi :) Çünkü ben yazımı bugüne sakladım!!!

Dğn gece Bursa Nilüfer Belediyesi tarafından organize edilen Cumhuriyet Yürüyüşü'ne katıldık ailecek!!!

Ben çok gururlandım, saygı duruşunda ise özellikle çanakkale savaşında savaşan askerlerimiz gözümün önüne geldi ve çok duygulandım... Her zamanki gibi Belediye Başkanı illaki çıkıp biraz siyaset yaptı ama geceye damgasını vuran havai fişek gösterileri idi...

Ben 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı hiç böyle kutlamamıştım, meğer neler kaçırmışım...





Hepimizin Cumhuriyet Bayramı tekrar ve de tekrar kutlu olsun!!!

Dip Not 1: O kalabalıkta muhakkak ki sivil polisler vardır tamam ama konser alanında ya da başka herhangi bir yerde bir ya da daha fazla kontrol noktası göremedim ben. Yani kötü kötü şeyler düşünmek istemiyorum ama eğer dün gece sabote edilmek istenseydi belki de başarılı olacaklardı Allah korusun...

Dip Not 2: Bu kadar kalabalığın içinde başı örtülü kadınların çoğu normal baş örtüsü takan kadınlardı. Başı örtülü olup da türbanlı olan çok fazla bayan görmedim gece boyunca... Türbanı siyasi bir sembol olarak kullanılmadığını iddia edenlere verilecek cevabımdır... Dün kendilerini Cumhuriyet Kutlamalarında coşku içinde bayrak sallarken göremedik...

29 Ekim 2012 Pazartesi

Bond, Sony ile İstihbarat Topluyor!


23. macerasına çıkan James Bond’un yeni filmi “Skyfall”, 2 Kasım’da vizyona giriyor. Bu sefer MI6 saldırı altında ve James Bond hem arkadaşlarını korumak, hem de M’e olan sadakatini kanıtlamak zorunda. Sen de gerçek bir Bond hayranıysan, Sony’nin sürükleyici sosyal medya oyunu “AjanS” bir hayli ilgini çekecek.

Sony, “Skyfall” lansmanı ile birlikte geçenlerde açıkladığı sosyal medya oyununun ilk görevini dün verdi. Bond’un zihni sinir alet edevatları olmadan sıkıntıya düşeceğini düşünen Sony, “4 ekran ile Bond’a yardım et” görevini açıkladı. Q’nun verdiği görevde 4 ekran olarak TV – Tablet – Akıllı Telefon ve Laptop düşünülmüş. Bu 4 ekranın nasıl kullanılacağı da kullanıcılara bırakılıyor.

Q’nun sorusu ise şu şekilde:

“Eğer sen olsan, bu 4 ekrandan hangisini seçerdin ve o ekrana hangi özelliği eklerdin?”


Sen de bir ekran seç, farklı ve Bond’un işine yarayacak bir özelliği Twitter’da #M1benyaptım hashtag’i ekleyerek paylaş. En çok retweet edilen ve Sony jurisi tarafından seçilen fikirlerin sahipleri, Bond’un güvendiği Sony Xperia Tablet S, Gala Gecesi davetiyesi ve Bond 50. Yıl Blu-ray seti kazanacak.

Bakalım gerçekten Bond’a yardımcı olabilecek zihni sinir bir yanın var mı?

Yeni görevleri öğrenmek için, #AjanS hashtag’ini takibe devam et.

https://www.facebook.com/SonyTR
https://twitter.com/Sony_Turkiye #AjanS #M1benyaptım

Bir bumads advertorial içeriğidir.

25 Ekim 2012 Perşembe

Ödüllendim Ben Yine...

Sevgili Biricit beni aslında teeee geçen pazar mimlemişti. Ben Balıkesir dönüşü hemen yazmak istedim ancak dün bütün gün temizlikle geçti. Akşam da eşimin ailesine gittik pizza partisine :) Dolayısıyla benim birikmiş yazıların hepsi bugüne kaldı. Bugün siz okuyucularım için çok bereketli bir gün, hadi iyisiniz iyi!!!


Efendim bu ödül aslında izleyici sayısı 200'ün altında olan blogger arkadaşları veriliyormuş. Beğenilen takip edilen ancak henüz yolun başında olanlar için. Biricit'e bu ödülü verdiği için ayrıca teşekkür ederim. Evet benim takipçi sayım 300 e yaklaştı aslında ama ben de yolun başında sayılır daha öğreneceğim çooooo...k şey var!!!

Ben de bu ödülü aşağıdaki blogger arkadaşlarıma göndermek istiyorum... Ben onları takip etmeyi seviyorum ama belki siz ilk kez tanışacaksınız onlarla...



Şallaşma Etkinliği - Çağla Dnz Dönmez

Sevgili Rüzgara Doğru'nun Şallaşma Etkinliği'ne katılmıştım geçenlerde. Aslında böyle etkinliklere katılmaya tövbeli idim ama Rüzgara Doğru için tövbemi bu seferlik bozdum. Neden tövbeli olduğumu belki daha sonra anlatırım.

Bu etkinlikte Çağla Dnz Dönmez ile eşleştim. Aslında ilk başta haberim yoktu çünkü Bursa'da değildim ve blogu takip edemiyordum. Saolsun sevgili Çağla eşleşmeler açıklanınca hemen bana mail atmış da haberim oldu. Onun paketi tahmin ediyorum ki hazırmış ki Bursa'ya döner dönmez onun paketi elime ulaştı dün.

Kocaman bir paket getirdi PTT Kargo ve ben şoklarda!!!


Bir de paketi açtım ki ne göreyim??? İrili ufaklı bir sürü paket!!!


Açıyorum açıyorum bitmiyor, Çağla tüm bu paketleri gitmiş almış, üşenmemiş ayrı ayrı paketlemiş, Çağla çok sabırlı biri benim anladığım kadarıyla... :)


Ve paketi açtığımda yukarıdakilerle karşılaştım. Hello Kitty kalemler, renkli kalemler, Hello Kitty silgi, iki tane bileklik, bir tane kalp şeklinde anahtarlık, şeker, iki adet oje, kalemlik, bardak, küçük bir not defteri, makyaj temizleme mendili, notluk, nescafe ve rengarenk bir atkı!!! siz okumaktan yoruldunuz belki ama Çağla bunlarla uğraşmaktan yorulmamış. :)


Sevgili Çağla, bu güzel paket için sana tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Emeğine sağlık gerçekten uğraşmışsın benim için. Ben de bayramdan sonra senin şalını göndermeyi planlıyorum. Şimdi heyecanla bekleme sırası sende :)

Herkese İyi Bayramlar!!!

Herkesin Bayramı Mübarek Olsun Efendim!!! Bol bol el öpün, büyüklerinizi ziyaret edin ve bayramın o huzur veren duygusunu herkeslerle paylaşın ve unutmayın GÜLÜMSEYİN!!!




Resimler alıntıdır...

21 Ekim 2012 Pazar

Dayanılmaz Nutellalı Kek

Biraz ara verdim yazılarıma gibi gözükse de aslında bilgisayar başına oturmakta zorlandığım için zorunlu bir ara olmuş oldu bu. Ailesel mevzulardan dolayı Cuma günü Balıkesir'e gittim ve cumartesi gecesi de döndüm. Pazar gününü Bursa'da geçirdikten sonra da pazartesi sabahı tekrar Balıkesir'e gidiyorum. Ta ki salı akşamına kadar. Çarşamba günü kendimi bayram temizliğine verip perşembe günü de bayramı karşılamayı düşünüyorum tabi ki Allah izin verirse... Bu arada da bugün iki tarif denedim. Biri sanıyorum benim beceriksizliğimden olmadı, diğeri ise nutellalı kek :) Sanıyorum ben tuzlu yapmasını beceremiyorum ya! Benim uzmanlık alanım bundan böyle tatlılardır arkadaş!!!

Ya şu resme bakın şimdi benimkiler de Tatlı Kiraz'ınkiler gibi olmamış mı? Offf görünüş güzel ama tadı berbattı ya :(((


Sevgili Özlem'ce'nin blogunda görüdüğüm Herdemlezzet'in tarifini az önce yapmış bulunuyorum. Enfes arkadaşlar o kadar deyim ben size :)


Keki dilimlerken kocişkonun da elleri çıkmış :) Bu kek biz de çok yaşamaz :)


Bayramdan önce yine buralarda olmaya çalışacağım. Beni özleyin anacıııım :D


17 Ekim 2012 Çarşamba

Merve'nin Fincan Çekilişi...

Merve Baki aramıza yeni katılan bloggerlardan biri... Mailime düşen bir yazı ile çekiliş yaptığını öğrendim ve bugün iyi günümdeyim galiba ki bir yazı ile çekilişini duyurmak istedim. Bu arada ben de şansımı deneyeceğim... :)

Eğer siz de katılmak isterseniz TIK TIK


İç Geçirilenler

Ben bugün bunları almak isterdim... Evet arada mayo ve bikini de var farkındayım ama istek bu ne zaman neyi tutturacağı belli olmuyor işte :)




Bir de şu tarz yakalara bakılıyorummmm!!! Siyah basic bir t-shirt üstüne şunu ya da siyah üzeri renkli boncuklu olan bir modelden kombinlesem daha ne isterim :)


16 Ekim 2012 Salı

5 Şey Mimi

Şükriye beni geçenlerde mimlemişti aslında ancak ben yeni vakit bulup yazabiliyorum. Dün aslında uzun zamandır yeniden paylaşımlarda bulundum ancak bu bir mim öyle aceleye gelmez diye bugüne bıraktım. Rahat rahat tadını çıkara çıkara yazdım ve işte huzurlarınızda :)

Çantamdaki 5 şey 
  • Cep Telefonum
  • Cüzdanım
  • Anahtarlığım
  • LOC'li Mendilim (Lekenin ne zaman nerede geleceği belli olmaz :) )
  • Kalem- Not Defterim

Bunlar illa ki çantamda olacak arkadaş :)

Odamdaki 5 favori şey

Şimdi yatak odasından mı bahsetsem oturma odasından mı yoksa küçük odadan
mı? Seçimimi yatak odasından yana kullanıyorum.
  • Kolyelerimin bulunduğu kutu
  • Ayna
  • Yatağım tabi ki :)
  • O anda okuduğum kitapları bağrına basan komidinim
  • Halım

Bu ay planladığım 5 şey
  • Kilo vermek (Hedef 9-10 kilo, ritmi tutturmaya az kaldı)
  • Başladığım kitabı artık bitirmek (Sufle'yi okuyorum uzun zamandır) 
  • Sağlam bir kurabiye tarifi ile bu kurabiye yapmama direncini kırmak
  • İş Bulmak (Bu ay birine evet diyeyim artık diyorum :p)
  • Sinemaya gitmek (Yazın pek çekmiyordu ama yeni vizyona giren bazı filmleri izlemek istiyorum - Uzun Hikaye gibi mesela.)

Almak istediğim 5 şey

Ben resimlerle anlatsam olur herhalde dimi? :)

İphone 4S - yenisi çıktı ama ben yine de bunu istiyorum.



Nine West Dolgu Topuklu Rugan Ayakkabı - Daha ilk gördüğüm anda çok 
beğendim ama şu an indirimli hali ile 181 TL'cik


Yaka Kolyeler - Basic bir t-shirt ile kombinlemek için hala aklımdalar


Bluzlar - Takım Elbiseler :) - Bir kadının alışveriş aşkı biter mi hiç?




Bir de son zamanlarda hep aklımda olan beyaz bir çalışma masası



Beni mimleyen kişi  Şanselize Bulvarı'dan etkilendiğim 5 şey :

  • Hoş Sohbet Olması
  • Pozitif Olması
  • Yazarken içi dışı bir olması - abartı yok yalan yok neyse o
  • Blogunun teması :) -Çok beğendim gerçekten ben de yakın zamanda temayı değiştireceğim.
  • İnsanı sıkmaması okurken okuyucuyu sıkmaması
Ben blogunla ve de seninle tanıştığım için gayet mutluyum :) Dilerim sen de benimle aynı fikirdesindir... Ben uzun zamandır blog yazmıyorum (1 yıl oldu gerçi de neyse yine de uzun bir zaman değil bence.) ama bu zamanda bile insan kimlerin içten,samimi kimlerin ise yapmacık olduğunu anlayabiliyor. Sen samimi olanlardansın :)

Her daim mutlu ol emi :)

Ben de bu mimi herkeslere armağan ediyorum :)

Keyifli bir gün olsun olmaz mı?


15 Ekim 2012 Pazartesi

Sürpriz Yumurta

Hafta sonu Eşimle birlikte Koruparktaydık GENE :) Bu hafta ayrı bir kalabalık vardı. Bayram önceki yoğunluk diyeceğim ama bayrama bi haftasonu daha var aslında. Neyse ben elimle koymuş gibi bulacağımı bildiğim Hello Kitty'li kalemlerden almak için D&R'a girdim ve rafların arasında gezinirken bir de ne göreyim;


Hello Kitty'nin süpriz yumurtasııııı :D


İçini açınca patlayan şekerlerden çıktı, minik bir oyuncak ve 3 tane Hello Kitty çıkartması...


Ve ben bu haftasonu farkettim ki ben tamamen bu Hello Kitty furyasına kaptırıp gitmişim kendimi. Oysa benim gönlümde yatan aslan;





Ev Yapımı Kakaolu Puding

Özellikle ramazan ayındaydı sanıyorum sütlü tatlılarla başım belada idi ve sürekli muzlu, kakaolu ya da çikolatalı kek alıp onları kadehlerde servis yapıp afiyetle yiyordum ki Sevgili Asortik dedi ki "Kıyamam ben sana sürekli hazır alıp o katkı maddelerini yiyip durma ben sana ev yapımı puding tarifi vereyim" dedi. Tam olarak bu kelimeleri kullanmadı belki ama ben böyle anladım :D Sonrasında tarifi ondan kopartmak biraz zor oldu ama sonradan maille aldım. Meğer Dilek'in tarifi imiş :) Artık bir yemek yapmadan önce gidip Dilek'in bloguna bakıyorum bi "O tarif var mı acep? Varsa nasıl yapmış" diye...

İlk önce çok oluyor diye yarım ölçü yaptım ve inanılmaz bir hızla tükettik eşimle... Geçtiğimiz haftasonu ise tam tarifi uyguladım. İlk yaptığımda evde nutella vardı ve ondan koymuştum bu sefer ise bir paket bitter çikolata kullandım. Bana sorarsanız nutella ile daha iyiydi.

Başka bir fark ise ilk seferinde bildiğimiz toz şeker kullandım ancak haftasonu esmer şekerle denedim. Tadı yine güzeldi aslında ve bu sefer 8-9 tane çıkmasına rağmen şu anda buzdolabında sadece 2 tane kaldı :D Sözün özü bu tarifi yapın ve herkesin nasıl beğenerek yediğine şahit olun kızlar!!! :)


Tarifin orjinaline buradan ulaşabilirsiniz. Yukarıda belirttiklerim dışında değişiklik yapmadım.

12 Ekim 2012 Cuma

Kitaplaştık Biz

Rüzgara Doğru'nın çoook eskilerde kitaplaşma etkinliği başlatması ile yeniden Laf Salatası ile eşleşeceğimi bilmiyordum tabi. Tam ilk paketlerimizi göndermiştik ki bi baktık ana yine eşleşmişiz biz. Bu yüzden araya biraz zaman girsin de özleyelim paketlerimizi dedik ve geçenlerde gönderdik paketlerimizi. Ben şehir dışında olduğumdan paketim bu hafta geldi. Kitap paketi değil canım bildiğiniz kocaman bir paket geldi PTT Kargodan :) Şaka yapmıyorum ya kandırmıyorum sizi, İşteeeeee


Bi de açıp baktım kiiiii


Tam tamına 4 paket çıktı, kitabımın yanında birşeyler geleceğini artık tahmin ediyordum çünkü Nesrin'in tarzı bu ama bu kadarını beklemiyordum. Ne yaptım yavrucum maaşını bana mı yatırdın yahu :)

İlk başta kitaplarımı açtım :) Yine tek bir kitap beklerken benim kitap yolda doğurmuş :)


Not almak şart :)


Hemen buzdolabı üzerindeki yerini aldı. Yanında da çok sevdiğim bir arkadaşımın hediyesi ile birlikte sevimli sevimli takılıyorlar :) Bundan çok güzel alışveriş listesi olur :)


Ben de Nesrin için paketimi hazırlarken aslında İkea'dan peçete alıp koymayı düşünmüştüm çünkü oradaki peçeteleri beğeniyorum ve Ankara'da İkea olmadığını düşündüm (yani maksat Ankara'da olmayan bir şey yollamaktı :) ) Aaaa meğer Ankara'da İkea varmış zaten :) Vazgeçmiştim. Ama Nesrinciğim vazgeçmemiş ve bu güzel peçeteleri yollamış bana... Çok beğendim bilmem daha fazla bahsetmeme gerek var mı? :)


Bir de ufak kutu vardı... Kutulara bayılırım daha önce söylemiş miydim? Söylememişsem bile Nesrin bunu da tahmin etmiş... Valla aramızda başka bir bağ var galiba bizim :)


Kutudan neler çıkmadı ki? Minik balık şeklinde mum, İki tane simli kalem, 4 tane bileklik, Anahtarlık :) Hepsini beğendim ama en çok anahtarlığı beğendim. Beni yansıtıyor gerçekten :) Aaaa çikolatayı unutmak olmaz tabi...


Sevgili Laf Salatası'na tekrar tekrar teşekkür ederiiim... Özenmiş neler neler hazırlamış... Hepsini beğendim ve de beğenerek kullanacağımmmm. Darısı başınıza... Şanslıysanız Laf Salatası sizin eşiniz olarak çıkar etkinliklerde :D

El Emeği, Göz Nuru Bir Hediye

Sade Kahve'nin özel isteği üzerine bu şirin el emeği göz nuru hediye için apayrı, özel bir yazı hazırlıyorum :) Eğer siz de katılmak isterseniz öncelikle çekiliş blogu olmamanız gerekiyor :) Sonrasında tabi ki izleyici olmak ve resimle birlikte özel bir duyuru da yapmak gerekli. 5 Kasım'a kadar vaktiniz var! Herkeslere bol şans!


11 Ekim 2012 Perşembe

Ben Yokken...

Yorucu Geçen 3 günün ardından herkeslere Merhaba!

Dün gece 2 sularında Bursa il sınırlarına giriş yaptıktan sonra bugün ancak 13.00 sularında uyanabildim. Bünye nasıl yorulmuşsa artık ondan önce herşeye ve her sese kapatmışım kendimi... Sonrasında uyanmak ve güne adapte olmaya çalışmak zor oldu biraz ama gün bitmeden gidip bi şarj aleti alsam hiç fena olmayacak zira Balıkesir'de unutmuşum kendilerini...

Bilmediğiniz üzere bir eşya taşıma eylemi için gitmiştim ve eşyaları görünce bu hale geldim;


Sonrasında giriştik işlere... Günün sonunda oturabildiğimde anlamadım yorulduğumu ancak oturup yeniden ayağa kalkmaya çabaladığım zaman anladım bacaklarımın artık beni taşımak istemediğini...

Uykusuz Kaldık;


Ama sonunda bitmiş gibi yapmayı başardık;


Şimdi... Hayat devam ediyor...



Ben buralarda yokken neler oldu bilmiyorum ama kısa zamanda arayı kapatabilirim gibi geliyor... Umarım herkes iyidir...

Yine Görüşelim :)