Bir süredir yazmıyorum evet, aslında hem özel hayatta olanlar hem de içinde bulunduğumuz durum beni blogdan oldukça uzaklaştırdı. İçimden gelmediği için de tamamen kendi haline bıraktığım blogu. Bir süredir internetim de yoktu ve alt komşunun kablosuzu sayesinde evden çalışıp internet ihtiyacımı görüyordum. Neyseki an itibariyle internetime kavuştum ve umuyorum ki bundan sonra buralarda olurum.
Gezi olayları ile ilgili yazı yazmayacağım aslında ama artık kime ve neye inanmam gerektiğini, kimin haklı kimin haksız olduğunu ayıramayacak duruma geldiğim için takip etmeyi bıraktım. Ben gaz yiyen insanları gördükçe, şiddete maruz kalan ve hiç bir suçu yokken olayların arasında kalanları gördükçe, siyasilerin her birinin bildiğini okuduğunu gözlemleyince kimin neyi niçin yaptığını anlayamaz oldum. Çok da üzüldüm açıkçası. Tam olayların patlak verdiği haftasonu bütün medyanın kör,sağır,dilsiz i oynamasını hayretler içinde seyrettim...
Yeri geldi ben de meydanlara inmek, destek olmak istedim ama olayları görünce çekindim.
Günler geçtikçe ve yukarıda bahsettiğim gibi üzülünce de psikolojimi olumsuz etkilemeye başladı ve mutsuz bir insan halini aldım. Baktım bu böyle devam edip gidiyor ben de elimi ayağımı çektim. Bir yengeç gibi kuma gömdüm kendimi. Ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğu tartışılır belki ama bu benim hayatım ve ben o anda kendimce, kendime göre doğru olanı yaptım.
Merak etmedim mi? tabi ki ettim, sosyal medyadan yapılanların bir çoğunu okudum ama bahsettim ya artık bir süre sonra kime inanacağımı şaşırdım her söylenenin ya da yazılanın tam tersinin ispatı yapılmaya çalışılıyordu.
Son durum ne inanın ki bilmiyorum. Divan otelinin önüne, hatta kapısından içeri biber gazı attıklarından beri izlemiyorum.
Babalar günün de bile yazmak gelmedi içimden ki biliyorsunuz Babam ve Babam kadar değer verdiğim dedem hayatta yokken o günü geçirmek çok zor oldu benim için. Kimse bilmez ama ben onlar için dualar ettim, öyle kutladım babalar gününü, dualarımla sevindirmek istedim onları...
İşime adapte olmaya çalışırken zorluklar oldu, her sektör gibi bizim meslekte de bir çekişme, bir baskı, bir performans korkusu mevcut, eski işimde pek yaşamıyordum şimdi ne demek olduğunu daha iyi anlıyorum. Başa çıkmayı öğrendim, şimdi savaşıyorum ve hedeflerimi gerçekleştirmeye çabalıyorum.
Daldan dala atlıyorum farkındayım ama bu aralar hayatım da öyle...
Bu arada güzel gelişmeler de olmadı değil. Bir süredir planladığımız bir hayalimizi gerçekleştiriyoruz eşimle, gün sayıyoruz şu anda :) Ama ne olduğunu söylemem sır :D
He he he yukarıdaki cümleyi okuyunca bebik sandınız ama yooook daha gencim ben :D
Sağlıcakla Kalın...
Buralardayım ben...
Herkes bu günlerde bir sekilde kendini kuma gömdü. Neye inanacigimizi senin de dedigin gibi sasirmis durumdayiz. Twitter'e, Facebook'a bile giresim yok. Okumaktan, okuduklarima üzülmekten yorgun düstüm. Sinavlarim var, onlara konsantre olmaya calisiyorum. Geri döndügüne sevindim. Seni seviyorum.
YanıtlaSil:)) CANIM HOŞGELDİN YENİDEN BLOG BAKIYORUM AMA ŞU ARALAR BENİMDE HİÇ YAZACAK VAKTİM OLMUYOR :(
YanıtlaSilVallahi bende bebek sandım ya :D Ne ise hayırlısı olsun inşallah :D Olaylara gelince polis görünce ters ters bakmaktan alamıyorum kendimi o kadar söyleyeyim...
YanıtlaSilÇok doğru ifade etmişsin.
YanıtlaSilBen de ilk başlarda sürekli, takip ettim; ama iki tarafın da çok ciddi hatalarını görünce artık kime neye inanacağımı şaşırıyorum dediğin gibi.
O gerçekleşen hayalini hala merak ediyorum. Bir de daha sık yazmanı bekliyorum :)
YanıtlaSil