28 Kasım 2012 Çarşamba

Öğretmenler Bu Yazı Size...

Aslında Öğretmenler Günü'ne denk getirmem gerekirdi ama kafamda evirip çevirdim acaba yazsam mı yazmasam mı diye...

Ben Öğretmenlik mesleğine kendi bulunduğum noktadan bakmak istiyorum. Belki bu yazı öğretmenlerin hoşuna gitmeyebilir ya da destekleyenler olabilir. Ama şunu belirtmek isterim ki mesleğinizi kötülemek, aşağılamak gibi bir niyetim yok bu yazıda. Neticesinde benim de bir zamanlar öğrenci olduğum ve bu zamana kadar da bir çok farklı alanda ve dalda öğretmenim olduğu unutulmamalı... Öğretmenlere saygım baki...

İstanbul'da çalıştığım dönemde iş yerindeki kızlarla arada yaptığımız bir muhabbettir aslında "Keşke öğretmen olsaydık" demek. Bence bir çok meslek gurubuna oranla çalışma koşullarının daha kolay olduğunu halen de düşünmekteyim. Klasik "Şubat tatiliniz var, yaz tatiliniz var, 3 ay çalışmıyorsunuz zaten" geyiklerine girmeyeceğim. Böyle bir gerçek var sanıyorum artık bunu öğretmenler de kabul ediyordur. Sonuçta devlet memuru bile olsanız yıllık izniniz 14-20 iş günü iken eğer öğretmenseniz yaklaşık olarak 30 iş gününü (belki biraz daha fazladır ama az olduğunu sanmıyorum.) evinizde geçirme şansına sahipsiniz. Özel sektör ve devlet memurları bu yüzden size ateş püskürüyor olabilir mazur görünüz ve kabul ediniz. 

Çalışma ortamınızın çok rahat olduğunu savunmuyorum. Kiminiz bacak kadar çocuklarla kiminiz ise zamane gençliği ile başa çıkmak zorunda. Ben otobüste, metroda görüp tavır ve hareketlerini gözlemlediğimde dehşete düşüyorken siz onları eğitmeye çalışıyorsunuz. Çalışıyorsunuz diyorum çünkü bir çoğunun eğitim gibi bir derdi yok zaten okulda bu tahmin edebiliyorum. Bu açıdan belki de öğretmen olmayan arkadaşlarınıza davulun sesi uzaktan hoş geliyor olabilir. Aldırmayın, bekleyin kendi çocukları olsun, büyüsün, okula başlasın (özellikle devlet okuluna) :)

Belirtmek istediğim başka bir nokta da, aslında her meslekte olduğu gibi öğretmenlik mesleğini de doğru düzgün yapanlarınız var, yapmayanlarınız var. Belki de doktorluk kadar önemli bence öğretmenlikte de mesleğini layıkıyla yerine getirebilmek. Çünkü doktorun yeri geldiğinde yaptığı bir eksiklik, bir hata hastanın canına mal olabiliyorken, öğretmenin yaptığı hatalar ya da işgüzarlık o öğrencilerin bütün hayatını etkiliyor maalesef. Son zamanlar sürekli yakınmıyor muyuz "Artık saygı diye bir şey kalmadı insanlarda" ve "Eğitimsizlikten oluyor bunlar hep" diye bağlamıyor muyuz genelde konuları... Aileler de öğretmenler kadar sorumlu bu konuda kabul ediyorum ama o ailelerin de vakti zamanında öğretenleri, öğretmenleri vardı... Üzerine alınanlar çıkacaktır belki o yüzden tekrar belirteyim ben bütün öğretmenler böyledir demiyorum ama "salla başı, al maaşı" zihniyeti ne yazık ki öğretmenlerde de var.

Batı'da nispeten büyük şehirde yaşayıp sabah nazlı nazlı evinden çıkıp okuluna giden öğretmenler olduğu kadar, köylerdeki okullarda, doğuda karda kışta veya terörün gölgesinde görevini yerine getirmeye çalışan öğretmenler de var unuttum sanmayın...

Ama bize mezun olmak yetmiyor, devlete girmek için KPSS'ye girmek zorundayız, kadro açılmıyor yeterince diyorsanız da belki de biraz farklı meslek gruplarını düşünmek lazımdır dostlar... Devlet için herkes KPSS'ye girmek ve çok çok yüksek puanlar almak zorunda ve özel sektör farklı meslek grupları için de çok iç açıcı koşullara sahip değil. Burada biraz açıyı değiştirip farklı yönden bakmak gerekir bence. Tabi bu öğretmenler için de geçerli, öğretmen olmayıp öğretmenleri eleştirenler için de...

Sürekli kendini geliştiren, yeni ve güncel ne varsa kendi alanıyla ilgili bunu öğrencileriyle de paylaşan, onların iyiliği ve eğitimi için özveride bulunanlarınıza da saygım  sonsuz, tekrar ve de tekrar ellerini öperim! Ben Köy Enstitülerinden mezun olmuş ve yıllarca köy, büyükşehir demeden devletin atadığı okulu bile olmayan köye dahi giden bir dedenin torunuyum, sanmayın ki öğretmenleri küçümsüyor ya da aşağılıyorum. Bulunduğum noktadan ve farklı açılardan bakmaya çalışmaktı sadece amacım. Eklemek istedikleriniz olabilir. Katıldığınız noktalar olabilir. Katılmadığınız noktalar olabilir. Saygı çerçevesinde olduğu sürece bütün eleştirilere açığım. 

Unuttuğum bahsi geçmeyen noktalarda vardır muhakkak ama dedim ya benim aklımdan geçenler bunlar...

Keşke hepimiz eğitime daha çok önem versek de daha bilinçli nesiller yetiştirsek...

6 yorum:

  1. Yeni bir öğretmen olarak kesinlikle katılıyorum Denizcim. Bir kere sürekli atamamız olmuyor diyenlere ciddi kızıyorum. Dediğin gibi diğer meslekler napsın, ben fen -edebiyat mezunuyum hiçbir yerde kadro yok, anaokulunda çalışıyorum mecburiyetten şimdilik, o da nereye kadar.

    Yalnız bence öğretmenden çok ailelere rol düşüyor. Evet o aileleri de öğretmenler yetiştiriyor; ama öğrenmek istemeyen insana hiçbir şey veremezsin. Sen ne kadar özveride de bulunsan, ne kadar da çalışsan karşındaki öğrenci istemiyorsan sen hiçbir şey yapamazsın.

    Bir de aileler öğretmenlerin işlerine karışmasalar dünya daha güzel bir yer olacak.
    Ben şimdiye kadar öyle bir sıkıntı yaşamadım; fakat etrafımdaki insanlardan duyuyorum veliler sürekli okulda, o olmuş bu bitmiş her şeye karışıyorlar, bu tutumu fazlasıyla yanlış buluyorum...

    Eğitime önem vermek konusuna gelince de unutma eğitim sadece okulda olmaz. Sokakta, otobüste, sinemada, cafede, her yerde düzgün, bilinçli bireyler olması lazım ki yeni nesiller de öyle olsun..

    YanıtlaSil
  2. çok katıldığımı söyleyemicem ama dışardan görünün ksımını çok güzel özetlemişsin:)) tatil muhabbetine hiç girmiyorum artık gına geldi bana da:)
    sadece iki şey söyliyeceğim. birincisi hep söylerim biz öğretmenler konsantre çalışıyoruz. yani okulda bulundupumuz 6-7 saate normal bir memurun belki 14 saate yaptığı işi sığdırıyoruz.
    ikincisi de bakanımız öğretmenleri azcık dikkate alsa, bilmem hangi ülkede bu sistem varmış, çok güzelmiş hoopp alalım yapmasa, azcık kendi şartlarımıza göre bir eğitim sistemi kurmaya çalışsa, ve biraz da biz öğretmenleri dinlese her şey çok daha güzel olacak. her gelenin öğretmene vurduğu bir yerde öğretmen ne yapsın.
    her meslekte olduğu gibi görevini hakkıyla yapanlar da var yapmayanlar da. bu konuda haklısın:)
    benden bu kadar:))
    8 yıllık bir öğretmenden sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. ben pek katıldığımı söyleyemeyeceğim Denizcim. Çocuklarım ilkokula başladığı gün,öğretmenliğin ne kadar zor bir meslek olduğunu bir kez daha anladım.Aileler yeri geldiğinde kendi çocuklarıyla zorlanırken öğretmenin 30-40 çocukla senelerce uğraşması ,her nekadar veli olarak kızdığım zamanlar olsa da, kesinlikle takdir edilmesi gereken bir meslek olarak düşünmeme engel olmuyor.zamanımız çocuk ve gençleri o kadar çok şeye açık ki eğitim konusunda sadece öğretmenler yüklenmek artık mümkün değil.Üstüne üstlük bu sene 10.senemiz, Eğitim sistemiyle ilgili her sene yeni bir uygulamayla karşılaşarak okudu çocuklarım, bu konuda öğretmenlerde öğrenciler kadar şaşkındır herhalde.
    sevgiler....

    YanıtlaSil
  4. Benim asıl sinir olduğum şey,bir öğretmen tanıyorum ve maaş az diye yakınıyor ve bu kişi yarım gün çalışıyor 2bin küsür maaş alıyor.Günün diğer yarısında bir etüt merkezinde öğretmenlik yapıyor oldu mu sana 2. maaş ve cumartesi kurs veriyor +özel dersi de cabası.Eşi de öğretmen evlerine aylık 7-8 bin girmesine rağmen sürekli yakınma halinde (Geçen gün kır pidesi 1,25 tl dedik yuh o kadar veremem dedi gülsem mi ağlasam mı bilemedim) Sevgiler.. :)

    YanıtlaSil
  5. Gerçekten davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş...sabah 7,30da çıkıp 5te dönüyorum ve pestilim çıkıyor onca çocukla uğraşıyorum biraz tatil ve aileme kavuşmak hakkımdır diye düşünüyorum ha elimizden geleni yapıp o çocuklara eğitim vermeye çalışıyoruz fakat herşey bzim elimizde değil malasef keşke aileler ve bakanımızı eğitim sisteminin önemini azcık kavrayabilse:/

    YanıtlaSil
  6. Köy Enstitüleri bence kapanmamalıydı zaten. Oradan yetişen öğretmenler çok daha farklıydı bence.
    Ben yıllar önce sadece öğretmenliğin stajını yaparak bile anlamıştım ne kadar zor ve sorumluluk gerektiren bir meslek olduğunu.
    Haklısın, bu meleğin hakkını vererek yapanda var , yapmayanda. Her meslek grubunda olduğu gibi...

    YanıtlaSil